Akhisar Ziraat Odası

Vatan Hürriyet Ekmek

ZOBİS
ZOBİS
Akhisar Ziraat Odası > Bölgemiz

Bölgemiz


Coğrafi Yapı: Akhisar; İzmir-İstanbul karayolu üzerinde ilçenin adım taşıyan Ovanın hemen ortasında kurulmuş, Manisa’ya 52. İzmir’e 90. Balıkkesir’e 86 km uzaklıktadır. Doğusunda Gördes, güneyinde Gölmarmara, güneybatısında Saruhanlı, batısında Sındırgı ilçeleri ile çevrili olup ilçe yüz ölçümü 1750 km2'dir.

Dağlar: İlçe merkezi deniz seviyesinden 94 metre yüksekliktedir. En yüksek nokta Bin 224 rakımlı Sıdan Dağı, en alçak nokta ise 60 rakımlı Kum Çay boğazının tabanıdır. Görenez Dağı kuzeydoğuya doğru Sıdan Yaylası ile birleşir. Çam Ormanları ile kaplı bu yayla Cüneyt ve Gürdük derelerini birbirinden ayırır. Kadıdağı, ovayı kuzeyde keser, onun batısında Yatağan sırtlan uzanır. Yine ovanın kuzeyinde Demirci Dağları ile bunun uzantısı olan Gölcük Dağları yer alır. Simav Dağları da denilen bu dağlar büyük bir dağ kütlesi oluşturur. Ovanın batısında bulunan Yunt Dağları bazı kısımlarda zengin bir orman örtüsü içerirler. Güneydeki başka bir yükseltide Çal Dağı’dır. Akhisar Ovasının toprak yapısı Alüvyonaldır.

Akarsular: Akhisar Ovasının en önemli akarsuyu, antik devirde Hyllos ya da Phryrgos Çayı denilen Kum Çayıdır.
akhisar caddesi
 Kum çayı ilk çıktığı yer olan Gördes yakınlarında Gördes Çayı olarak anılır. Bu çay 60 km yol aldıktan sonra Karayakup Köyü’nün 5 km güneydoğusundan Akhisar ilçe sınırına girer ve batıya doğru 18 km uzunluğundaki bir boğazı açıp Çömlekçi Köyünün 3 km kuzeydoğusunda Kayacık deresi ile birleşir, daha sonra kuzeydoğuya yönelerek Sazoba ile Beyoba Kasabasının yanından geçer ve Gürdük Çayına katılır. Sonra birlikte Gediz Nehrine ulaşırlar. Kum Çayı sel karakteri taşıyan bir çaydır. Bu nedenle Gölmarmara’ya 4 km uzaklıkta bir regülatör ve Marmara Gölüne akıtılmak üzere birde kanal yapılmıştır. Kayacık Deresi Akhisar’a bağlı Yeğenoba Köyü sırtlarında doğar ve Karaoğlan Dağı’nda beslenir. Yaykırıldık Değirmeni yakınında başka bir kol ile birleşir. Güneye, sonra Batıya doğru akarak Gördes Çayına katılır ve Kum Çayını meydana getirirler. Akhisar-Gölmarmara yolunun sağ tarafında Ilıcaksu (Göbez) bulunur. Suyu bir sıcak su kaynağından doğmaktadır, Ilıcaksu batıya doğru akarak 18 km sonra Hurşitpaşa Çiftliği yakınında Kum Çayı ile birleşir. Gürdük Çayı eski çağlarda Lykos adı verilen Gürdük Çayı Akhisar’ın Kuzeydoğu sınırında Foça ve Şahinkaya sırtlarından doğar ve 5-6 km ileride ilçe sınırları içine girer. Başlıca iki kol halinde akarak Sarılar Köyü yakınlarında birleşirler. Kuzeydoğudan güneybatıya doğru akan dere Başlamış Köyü yakınlarında sağdan bir kol daha alarak Akhisar ovasına iner ve yatağı gittikçe genişler. Muştullar, Dingiller, Seydi Ahmet Mahallesi, Kayalıoğlu, Kapaklı yönünde devamlı güneybatıya doğru ilerleyerek Beyoba kasabasının biraz kuzeyindeki Hurşitpaşa çiftliği içinde Kum Çayı ile birleşir ve İlçeye kuzeyde 3 km. batıda 4 km. uzaklıktadır, Uzunluğu 65 km.dir.



Ekonomi: Akhisar, verimli ovalar üzerinde kurulmuş tarım ve ticaret şehridir. Verimli arazilerinde hemen hemen her türlü sebze ve meyve yetişmektedir. Ancak en önemli endüstri bitkisi tütündür. Tütün neredeyse Akhisar ile özleşmiştir. Fakat son yıllarda zeytinde öne çıkmaya başlamış ve Akhisar 12 milyon zeytin ağacıyla ülkemizin en büyük sofralık zeytin üreten merkezi haline gelmiştir.

Akhisar’ın toplam tarım alanı 80.030 hektardır. Bu tarımsal alandan 2000 yılında toplam 144.560.700.000 TL. girdi sağlamıştır. Tarım dışında Akhisar Ekonomisine yön veren sektörler Ticaret, Küçük Sanayi ve Sanayi diye sıralayabiliriz.

AKHİSAR VE ZEYTİN

Akhisar İlçesi ekonomisi tarıma dayalı sanayi konusunda ciddi çalışmaların yeni başladığı 83.329 (2000 nüfus sayımına göre) merkez nüfuslu kasaba ve köyleri ile 170.000 nüfuslu bir ilçedir.

Bugüne kadar adını tütüncülüğüyle duyuran ilçemiz son yıllarda hızla gelişen zeytincilik sektörü ile ülke ekonomisinde gereken yeri almıştır. İlçemizde 5 milyon üzerinde (2004 yılında 4.825.000 meyve veren 452.000 meyve vermeyen ağaç) zeytin ağacı bulunmaktadır.

Özellikle son 15 yılda artan zeytin alanları İlçemizde 2004 yılı itibariyle 29.400 hektardır. Yaklaşık 70 bin ton 
zeytin ağacı
zeytin üretilmektedir. Bu üretilen zeytinin 50 bin tonu yemeklik, 20 bin tonu ise yağlıktır.

İlçemiz zeytinciliğinin en önemli özelliği diğer beldelerden farklı olarak çeşitli cins zeytin yetiştirilmesi ve zeytin çeşitlerinin sofralık olmasıdır. Başta yeşil olarak değerlendirilen domat çeşidi ile yeşil ve siyah olarak değerlendirilen Edremit çeşidinden başka Akhisar’a özgü siyah çeşit Uslu ve son yıllarda olağanüstü gelişme kaydeden Trilye çeşidi ile zeytin zenginliği mevcuttur. Yağlık olarak bu çeşitlerin Salamura olmayacak vasıftaki küçük daneler değerlendirilmektedir.

İlçemiz yeşil zeytin salamuralık yönüyle Türkiye üretiminin yüzde 70 ini, siyah zeytinde de %20’lik kısmını karşılamaktadır. Ancak önümüzdeki yıllarda ülke üretimindeki siyah salamuracılıktaki payı hızla artacaktır. Çünkü ilçemizin ekonomisi toprakla iklim faktörleri Trilye çeşidine çok uygun ve Pazar değerinin memnuniyet verici olması nedeni ile dikim sahaları hızla artmaktadır.

İlçemiz ve çevresi zeytincilikte Türkiye’deki en modern zeytin bahçelerine sahiptir. Üreticilerimiz zeytinlerini usulüne uygun budamakta, gübrelemekte, ilaçlamakta, damlama sulama yapmakta, gübre atmadan toprak, yaprak, su tahlili yaptırmak suretiyle makro elementlerinin yanında mikro element noksanlıklarına karşıda tedbir almaktadır. İlçemizde Celal Bayar Üniversitesine bağlı Zeytincilik Meslek Yüksekokulu açılmış, Zeytincilik sektöründe kalifiye eleman ihtiyacını karşılamaya başlamıştır.

Sosyal Yapı: Sosyal yaşama birlik ve beraberlik hakimdir. Örf ve adetlerine bağlılık vardır. Sosyal yaşam genelde; işyeri, ev, kahvehane, akraba ziyareti, bahar ve yaz aylarında piknik ve civarda bulunan deniz kenarlarında tatil çerçevesinde geçer. Akhisar’da ikamet eden birçok kişinin yakın çevrede yazlığı mevcut olup en azından Yaz aylarında hafta sonlarını burada geçirirler. Evler genelde beton, kagir ve briketten yapılmış sağlam ve sıhhidir. 

Şehir merkezi, ilçeye bağlı kasaba ve köyler ile komşu ilçelerin sosyal yaşamda ihtiyaç duydukları gereksinimleri (ekonomik, sosyal, kültürel ve sağlık gibi hizmetlerin) karşıladığı büyük merkez halindedir. 

İnsanların büyük çoğunluğu bir sosyal güvenlik kuruluşuna tabi olup, yeşil kartlı vatandaş oranı %10’dur. Halk ile devlet ilişkileri olumlu ve olup, vatandaş genelde kurallara uymaktadır.



nostalji

ULAŞIM:

                                                                                                                  

Akhisar, İzmir Limanına 92 km, Adnan Menderes Havalimanı’na 110 km uzaklıkta olup buralara ulaşım rahat ve kolaydır. Ayrıca Akhisar İzmir-İstanbul ve Salihli-Bergama karayolları üzerindedir. Akhisar’ın ulaşım yönünden diğer bir özelliği de çevresindeki ilçelerin birbirlerine ulaşmalarında merkez olmasıdır.

AKHİSAR

M.Ö. 14. yüzyılda İskitlerle birlikte akınlar yapmakta olan bir amazon kolunun Lidya’ya uzadığı ve Kraliçeleri Myrine tarafından Akhisar’la Dikili arasında bazı kasabalar kurulduğu, bunlardan bir tanesine kendi adını verdiği ve Akhisar’ın bir amazon karargahı halinde küçük bir kasaba olarak kurulduğu belirtilmektedir. Aradan 1300 yıl geçtikten sonra M.Ö.24 yılında bir deprem sonucunda yıkılan bu kasaba amazon komutanlarından Tyatirin adını taşımaktaydı. Tyatirin kuruluşundan sonra Helen Rumları tarafından başka isimlerle anıldı. Örneğin: Polonya, Ohipko, Semiramis gibi.


Akhisar tarih boyunca Hititler, Akadlar, Lidyalılar, Romalılar, Bizanslılar, Saruhanlılar ve Osmanlılar yönetiminde kalmıştır. Lidyalılar zamanında senatosuyla, kalabalık nüfusuyla ve zenginliğiyle önemli bir şehir olmuştur.

Bizans imparatoru Konstantin tarafından Gölmarmara’ya sürülen Tyeder, Akhisar’ın şimdiki istayonla hastane arasına beyaz bir kale yaptırmasıyla birlikte, eski Tyatir (Thyateria veya Thyatira) adı Aspro-kastro oldu. ASPRO (ak) KASTRO (hisar) demektir. 1307 yılında Türklerin yönetimine geçince, Aspro-kastro adı Türkçeleştirilerek AKHİSAR oldu.1390 yılında Akhisar, Osmanlı Türklerinin yönetimine geçti.1923 yılına kadar Saruhan Sancağı’nın kazası olarak yönetildi.1923 yılında Saruhan vilayet olduğundan ona bağlı kaldı.1927 yılında Saruhan Vilayet’nin adı Bakanlar Kurulunca Manisa Vilayeti olarak değiştirildi. Akhisar’da, Manisa Vilayetinin kazası oldu.


Birinci Dünya Savaşından önce nüfusu 12.000 kadar olup, yüzde 75’inden fazlasını Türkler, geri kalanını ise Rum ve Ermeniler meydana getiriyordu.1919-1922 yılları arasında  yunan işgali altında kald ı.6 Eylül 1922 tarihinde düşman işgalinden kurtuldu. Şehri terk eden Rum ve Ermenilerin yerine iskan edilen Rumeli Türkleri ile Yugoslavya’dan gelen Türk göçmenleri nüfusu hızla artırarak 1927’de Akhisar’ın nüfusunun 18.000 ulaşmasını sağladı.

Akhisar Kronolojisi

M.Ö. 3000 - 2000

İlk Tunç Çağı

M.Ö. 2000 - 1200

Orta - Son Tunç Çağlar

M.Ö. 1200 - 680

Frigler Dönemi

M.Ö. 680 - 547

Lidya Krallığı Dönemi

M.Ö. 547 - 334

Persler Dönemi

M.Ö. 334 - 281

İskender Dönemi

M.Ö. 281 - 190

Seleukos Krallığı Dönemi

M.Ö. 190 - 129

Bergama Krallığı Dönemi

M.Ö. 129 - M.S. 395

Romalılar Dönemi

395

Bizans Egemenliği' nin Başlaması

1313

Saruhan Bey'in Manisa' yı beylik merkezi yapması ile Saruhanoğulları Beyliği Dönemi'nin başlaması

1390

I. Beyazıt' ın Saruhanoğulları Beyliği'ne son vermesi ile bölgenin Osmanlı topraklarına katılması

1402

Timur'un Saruhanoğulları Beyliğ'ni canlandırması

1410

Çelebi Sultan Mehmed'in Saruhanoğulları Beyliği'ne kesin olarak vermesi

5 Haziran 1919

Yunanlıların Akhisar'ı işgal etmesi

10 Haziran 1919

Kuva-yı Milliye' nin Yunanlıları Akhisar' dan çekilmek zorunda bırakması

22 Haziran 1920

Akhisar' ın ikinci kez işgali

6 Eylül 1922

Akhisar' ın Yunan işgalinden kurtulması

http://anabatours.tripod.com/bilgilendirme/akhisar.htm  daha fazla detaylı bilgi için tıklayınız.

  

TARİHSEL VE KÜLTÜREL ZENGİNLİKLERLE DOLUDUR



Turizm: Şehrimiz gerek antik çağlardan, gerekse daha sonraki yıllardan gelen tarihsel ve kültürel zenginliklerle doludur. Halen Akhisar Devlet Hastanesi’nin bulunduğu höyükte İ.Ö. 3 binli yıllarından kalma mezar ve çanak çömlekler ile kayda değer antik eserler bulunmuştur. Antik Kent olan Thyateira bugünkü modern kentin altında kalmıştır. Çeşitli araştırma ve kazılarda eski kent yapısı ile ilgili kalıntılar bulunmuştur. Bunların en önemlisi kent merkezinde bulunan Tepe Mezarı kazısı sonrası bulunan kalıntılardır. Çeşitli yıllarda yapılan kazılarda burada bir sütunlu yol ile asbisli kolosal yapı ortaya çıkarılmıştır. Öğretmen Evi ve Vergi Dairesi Kazılarından anlaşıldığı gibi buralardan çıkan sütunlu yol, Thyaira akropolü olan eski hastanenin bulunduğu tepeciğe gitmektedir. Tepe Mezarındai Asbistli yapı kuzey-güney yönünde uzanmakta olup uzunluğu 43 metreyi bulmaktadır. Yapının mimari tekniği 1S.4.yüzyılı belirtmekte olup dini bir yapı olduğu sanılmaktadır. Bunun dışında Ulucamii, Paşacamii, Şeyhisa cami ve yeni Gülruh Camii ile Hashoca Mahallesindeki Türkiye’nin ilk kütüphanelerinden olan Zeynelzade Kütüphanesi tarihi ve turistlik yerlerdir. Akhisarın yakın çevresinde ise Khliara (Kırkağaç), kalamos (gelenbe), yortan (bostancı) höyüğü, nakrasa (ilyaslar), Apollonis (mecidiye), Hierokemo (beyoba) gibi yerler sayılabilir. İlçemizin tek düzenli festivali Çağlak Festivalidir ve mayıs ayında yapılmaktadır.